Mar 28, 2007

Cenevre'den Insan Manzaralari - 3

Tramwaya kosarak bir adam bindi. Nefes nefese kalmisti. Oturacak yer kalmamisti, ayakta durabilirdi ama koridordaki basamaga oturmayi tercih etti. Her durakta inen binen insanlar adamin yanindan söylenmeye benzeyen bakislarla geciyor, o ise hic farketmeden oturmaya devam ediyordu.
Mat lacivert-bordo beresi vardi, Trabzonspor'un renklerini hatirlatti bana. Niye bu detayi hatirladim ki. Pantolonu ya da montu nasildi?
Elinde kücük bir not defteri, acik olan sayfada uzun bir liste. Kalemle her satira bir eksi koyuyor bir arti. bazen de soru isareti.
Listeyi merak ettim. Tam yanibasinda duruyordum ama o kadar minicik, ecis bücüs yazilmisti ki kelimeler, okuyamadim. Benden baskasi da farkinda degildi olan bitenin. Hic bir seyi de merak etmediler.
Ama ben onlarin neden merak etmediklerini merak etmedim. Umursamadim. Beni sadece ve sadece o liste ilgilendiriyordu, adam da degil.
Alisveris listesi? Günlük yapilmasi gereken isler?
Sonra aklima korkunc bir fikir geldi. Halbuki cok da keyifliydim.
Ya o adam ölmek üzereyse ve ölmeden önce yapmak istedigi, yapabildikleri, yapamadiklari, hayalleri listelediyse.
Ya her satira bir isaret koymadan önce uzun uzun düsünmesinin nedeni kalan zamani yapmak istediklerine böldügünde cikan sayinin "deger mi/degmez mi" elemesinden gecmesiyse..... Belki de siradan bir listeydi, ama ben o kadar cok kendimi kaptirmistim ki fantazime, adamin hangi durakta indigini bile fark etmedim.
Seytan azapta gerek
Simdi isin yoksa düsün bir an önce yapilmasi gereken isleri zaman bitmeden.

Madame Gros'yu ziyarete gitmeli. gec olmadan.
Madame Gros yani Elaine Gros oturdugumuz apartmanin giris katinda oturan, minik bahcesinde her mevsim bakimli cicekleri olan, kaplumbagalari salina salina gezinen komsum. Soyadina takilmayin, oyle sisman, iri yari bir bayan degil. Zamanin eskittigi ve eksilttigi minicik bir bedeni var. Gümüs rengi kivircik kisa sacli, kücük ama sivri burunlu, incelen ve kirisan derisi altinda damarlari sayilan 96 yasinda bir hanimefendi Madame Gros.
Gecen yil ölen bir arkadasinin kedisi, Téo, ile yasar. Arada 70 yaslarinda oglu ugrar, her cumartesi aksami yemege cikarlar. Sosyal hizmetler ile ilgili bir servis arada yemegini getirir. Son zamanlarda cok az cikar alisverise, ama mutlaka bir sise kirmizi sarap vardir sepetinde.
Ben hamileyken, demek ki o zamanlar daha yeni 90 li yaslara gecmisti, agir apartman kapisini bana tutardi geceyim diye, ben de aman kapinin altinda kalmasin diyerek nefes nefese apartmana girerdim. Kizlarim da simdi Madame Gros ya selam vererek, kaplumbagalari seyrederek geciyorlar onun bahcesinin önünden.
Ah o kaplumbagalar, neredeyse erken dogum yapmama neden olacaklardi. Berfin'e hamileydim, son aylar artik, karnim burnumda. bahcenin önünden gecerken "iiiyyyk,iiiiyyyyk" diye sesler. Panik icinde seslendim "Madame Gros? Ca va? Tout va bien? " Minik adimlariyla bahceye cikti, o da sasirarak bana soruyordu niye seslendigimi. Yani dedim, garip sesler duydum da, bir sey oluyor sandim, kem küm. "Non, non, madame" diyor baska bir sey diyemiyor gülmekten. Olan kaplumbagalarin ciftlesmesiymis, onlarin sesleriymis. Ha aman, iyi dedim kactim, utancimdan yüzüm kipkirmizi, ne vardiysa utanacak.

iki hafta önce Madame Gros yu rüyamda görmüstüm. evi bombostu, ama tek tek odalari gösteriyordu bana, esyalarla görmeliydin bu evi diyordu, resimlerle, anilarla. Baska da bir sey hatirlamiyorum o rüyadan. Sabah kalktigimda hayir olsun dedim ama Madame Gros ya ugramadim. Umursamadigim icin degil, onu yerinden kaldirip da kapiyi acma zahmetine sokmamak icin.

Dün apartman görevlisiyle karsilastim (ki burada apartman görevlisi olmak da cok hos bir is, kismetse baska bir yazida anlatirim), ona sordum Madame Gros'nun nasil oldugunu. "Iki hafta önce yaslilar hastanesine (huzur evi degil) kaldirildi. Belli bir hastaliktan degil. Yaslilik iste. Artik yemek yiyecek bile gücü kalmamisti. Serum takmislar ilk iki üc gün, simdi daha iyi".
Aklima ilk Téo geldi. Téo aralik birakilmis pencereden eve girip, cikiyormus, bahceye de yiyecek koyuyorlarmis.
Cumartesi, olmadi en gec pazar günü Madame Gros yu görmeye gitmeliyim. Giderken onun her görüsünde cok begendigi kirmizi gömlegimi, siyah pantolonumu giymeliyim. Bir kadin her zaman bakimli, özenli olmali der. Makyajimi özenle yapmali, tirnaklarima oje sürmeliyim.

4 comments:

Unknown said...

umarim iyidir,gozlerim doldu,bogazim yaniyo hic tanimadigim Madam Gros icin.olmeden yapilcaklar listesi dun aksam benim aklimdan da gecti.bu ara yeni bir dizi basladi.hangi kanalda hatirlamiyorum.dun kanallararasi dolasirken kisacik bi sahneye rastladim o diziden.kadim doktor,sayili zamani var,olecek.muayenehanesine giriyor gayet neseli,hemsire giriyor odaya.hemsirenin duslerini eger lotodan para cikarsa estetik ameliyat olmak susluyor.doktor hanima anlatiyor ve bir sekilde konu olmeden once yapilacaklar listesine geliyor.hemsire kizin ,(bu arada doktor bayan esas kadin sanirim):"aa!sizin hic olmeden once yapilacaklar listeniz yok mu?" diye sormasiyla,sayili gunu kalan doktor dumura ugruyor.simdi gelelim benim listeme.boyle bir sey hazirlamak,dusunmek bile zaten plansiz programsiz,daginik olmaya megilli ama dagilamayan beni rahatsiz etti.ama bir liste hazirlamaliyim.listede yer alacaklar:tekrar ata binmek,seslendirme yapmak mumkunse bu isten para kazanabilmek,tirnaklarimi uzatabilip kirmizi oje surmek,hep bi bahane buldugum kitap okuyamama durumuna son verip okumak,yarim biraktigim kazagi ormek,ege ve akdenizde gormedigim sahilleri gormek,dans etmek(latin ve guneydogu anadolu yoresi halk oyunlari)...simdilik aklima gelenler...

Ben said...

yapilabilir seyler isteyebilmek ne kadar güzel.
Benim ise 35 yas listem vardi. 36 ya yaklasiyor daha listenin yarisina gelemedim:(

Unknown said...

yorumumdan 2 gun sonra benim caniminici arkadasim bu yazidan ve fikrimden haberim olmaksizin, beni oynadigi dizinin dublajina goturdu.ve seslendirme odasina girdim.gordugum kadariyla cok zor ismis cokk.mimik ve dudak hareketini yakalayip,ayni duyguyu sese katmak epey epey zor ismis.iyi bi baslangic oldu bence.olmeden once bu is icin adim attim sayilir,caniminici arkadasima burdan tesekkurlerimi yolluyorum,hayalime adim atmayi sagladigi icin hem de bilmeden...
yine caniminici arkadasimin vesilesiyle yeni bi kitaba baslicam,murathan mungan 50 parca.bi hikayesini okudum kitaptan ve cok begendim..tirnaklarimi yemiyorum ama kirmizi ojelik durumda da diiller:)

Ben said...

herkeste bir kirmizi oje takintisi... ne is anlamadim.
yok nar cicegi, yok koyusu, acigi, mati, parlagi...
varsa bir kerameti bana da soyleyin arkadaslar

Orada bir blog var uzakta, o blog benim blogumdur....