Feb 19, 2007

Istanbul Istanbul olali boyle tatil görmedi :(

09/02
10:00 Swiss check-in, dijital rakamlar hareket ediyor, yine 20kg limiti astim galiba, excess luggage ödeyecek miyim.... yok yok, bu sefer de kurtardim.
11:00 108 nolu kapida kuyruk uzuyor ama kapinin acilacagi yok.
11:15 iyi ki muzige ya da kitaba dalmamisim yoksa anonsu kacirabilirdim, Zürih'ten Istanbul transit yolculari danismaya.... hayirdir insallah....
11:30 THY na aktarildik, iki saat daha bekleyelim bakalim
12:00 103 nolu kapi, tipik bir Türk ailesi, kadin 35-40 yaslarinda, spor giyinmeye calisip da detaylarda klasik tarzini gizleyememis. hazir yurtdisina cikmisken doldurdugu dutyfree posetini (Istanbul'un ki cok daha iyi, burada cesit az demeli miyim) sonsuz kere karistirip arada cep telefonunu yokluyor mesaj geldi mi diye. Adam 40-45 yaslarinda, klasik giyinip de sac modeliyle genc gorunmeye calismis (erkeklerin de saci uzayinca dip boyasi yaptirmasi gerektiginin farkinda degil ama) bos alanda bes dakikada bir üc tur atip yerine oturuyor, cep telefonu elde. 10 yaslarinda bir kiz. Sirayla once annesinin yanina oturuyor, anne git dolas, ben mi seni eglendiricem diyor. baba hadi kizim git yiyecek bir seyler al diyor. Anne ve baba arasindaki mesafe bir metre ama iletisim araci olarak kiz kullaniliyor. Küsmüsler mi. yooo, sadece diyalog tasarrufu. Birbirlerinin yüzlerine bakma süresi telefona baktiklarinin %10'u. 10 yillik evliligimin böyle bir hal alabilme ihtimalini bile düsünmek istemiyorum.

13:30 en az yarim saat rötar olacak, kitap tercihimden memnunum. ama sigaram bitti, adet/zaman hesabi tutmadi yine.

16:30 yanimdaki kasiyla gözüyle "ben Türküm" diye bagiriyor ama amerikan pasaportunu iki saattir elinde tutuyor.

17:00 hostes "coffee or tea" diye sordugunda yemegini yerken bile amerikan pasaportunu elinden birakmayan yanimdaki kiziyor niye Turkce sormadi diye.

18:30 Valizlerimden birisi yok, diyalog tasarrufcusu aile de benim gibi oradan oraya gönderiliyor. Hala kendi aralarinda konusmamaya kararlilar. adam "daha önce böyle bir sey basiniza geldi mi" diye bana sorunca kadin ters ters kocasina bakiyor. Korkuyorum, yalan yok, en sirin halimle kadina dönüp "galiba Zürih ucaginda kaldi, Istanbula gelince haber verirler" diyorum. Dusman olmadigimi anlayan kadin gülümsüyor bana.

19:00 Binadan cikar cikmaz sigarami yakiyorum, ohhhh. Karsimdaki taksi soförü beni ölcüp biciyor taksimetreye en fazla kac yazdiririm diye. sigaram bitmeden baska bir müsterisi olsun diye dua ediyorum. Cuma aksami, o saatte kisa mesafe yolcularina yapilan beddualardan almak istemiyorum

19:10 Kendimden emin bir ses tonuyla gidecegim yeri söylüyorum, adam karsi cikmiyor, ilginc...

19:30 yeter, susun lütfen diye bagirmak istiyorum. Korktugum basima geldi. susmaksizin serzeniste bulunuyor taksici. yorgunum, konusacak halim yok, benim suskunluguma iyice sinirleniyor. Ne diyebilirim ki, adresin yakin olmasindan dolayi özür mü dilemeliyim. o da belki kendince hakli...

19:40 sokagin basinda tamam burasi diyorum, ben artik yürürüm. Valizime ve bana bakan adam anlamiyor, havaalanina gidip iyi bir müsteri kapin diyerek fazlasiyla ödüyorum, mahcup ses tonuyla "helal edin" diyor....

10/02
Aksam nisan var. Iki gun ayri kaldigim kizlarim degisime ugramis, havaya girmisler. "beeen sacimi topuz yaptiricam, yok yok tost .." ben sizi simdi bir sandwich yaparim gorursunuz, 6 yasinda tost mu olur....
Ben de cekilecek halaylar ve zilgitlar icin hazirlik yapmaliyim...

11/02
14:00 nisan sonrasi evde sazli, sozlu, rakili muhabbet sabaha karsi 5te bitince bu saatte uyanmak normal
aile muhabbeti...

12/02
aile muhabbeti...

13/02
09:00 kulagima sanki cuvaldiz sokuyorlar..
aile muhabbeti...
18:30 kosuyolundayim, cuvaldiz kulagimdan bogazima indi.

14/02
gercekten hastayim...
iki arkadasimi gorebilmek icin Emitt'e gidebilecek miyim acaba...
16:00 acibadem hastanesi
-bademcikleriniz sismis
-ama ben istanbula taze kavrulmus badem yemeye gelmistim, bademcik istemiyordum ki
-????
Emitt'e gidemedim...

15/02
daha da hastayim...
kapalicarsiya gitsem iyi olur...
35 yasinda (eyvah yasimi acikladim) ilk defa bademciklerim sisip, hayatimda ikinci defa antibiyotik kullaninca boyle olmasi normal sanirim
Kitap sececek halim yok...
20:00 en azindan arkadaslarim geldi...
Kapalicarsi'ya gidemedim...

16/02
hastayim...
vefali arkadasim beni gezdirecek yasasiiiin
14:00 Beykoza kadar sahil turu, guzel coooook guzel
22:00 hazir biraz gozlerimi acabilmisken sinemaya gitmeli. Cok tercihim degil ama bu saatte baska da film yok. Son Osmanli;Yandim Ali.
Filmden aklimda kalanlar;
-melodisi guzel bir sarki; sisli bir maziden uzakta yalnızca sana yakınım..gönlümün dalgalarında sevgin kalsın..bitmeyen rüyalarımda hep sen varsin.....
-Defne'nin (ki gercek adini bilemedim simdi) agzini acmasiyla vasata yakin filmin vasatlasmasi...
-adam yakisikli diyecek laf yok...

17/02
hastayim... antibiyotik beni kotu carpti, midem bulaniyor...
15:00 Alex'i gordum, miniminnacik, cok sirin. ben de bebek istiyorum
22:00 Zeytindali, turkuler guzel ama hatir icin de olsa da bu kadar cekemem
23:00 Kiz kulesi, arkasinda Aya Sofya... iste olay bu

18/02
Istanbulu yasayamadan dönüyorum ya, kendime de diyecek bir seyim yok...
Listedeki kitap ve cdlerin %2 si alindi, kötü cooook kötüüüüü
Dostlarin %5 ini anca görebildim, aglamak istiyorum...
Beyoglu'na adim atmadim, agliyorum...









sonuc: bir haftadan aklimda kalan tek manzara

2 comments:

thelunatic said...

istanbula gelmemişin sanki.ölesine bi uğraşmış gibi.
ay şiirsel oldu. saçma.
erken yaşta erken çocuk bide.

Ben said...

sanki degil, öyle, istanbula gelmedim, gelemedim...

Orada bir blog var uzakta, o blog benim blogumdur....