Jan 30, 2007

23=9

Iki aydir ne kitap okuyabildim, ne de film seyredebildim. Günleri normal yasadim da aksam ve gecelerim bilgisayar karsisinda gecti. Sabah kurbagalasmis gözlerle uyanmaktan yoruldum.
Ilk akla kendimi oyunlara kaptirdigim geldiyse hemen dogrusunu aciklayayim cünkü teknolojiyi, bilgisayari ne kadar cok sevsem de oyunlar konusunda hem ilgisiz hem de cahilim.

Isin asli su;
senelerdir analog kamerayla cektigimiz filmleri dijital formata cevirip, dvdler hazirlamakla ugrastim ve dün gece 23 tane Hi8 kasedin sonuncusunu bitirdim. Son is olarak dvdlere kapak hazirlamak kaldi ama onun artik acelesi yok. Bundan sonraki ilk is ise dijital kamera almak ve bu islemi dörtte bir zamana indirmek.

Her bir kaset bir bucuk saatlik. Dijitale cevirme isi real time process oldugu icin en az bir bucuk saat süren bir kayit islemi var. Eski kasetlerin kalitesi bozuldugu icin kesintili kaydediyor, bu nedenle isin basinda durup gözlemlemek gerekiyor. Dijital formata cevirmek kendi basina anlamli degil. Jpg dosyalari tek baslarina ruhsuz oluyorlar. Ben de onlara ruh kattim. Filmleri kesip, bicmek, yapistirmak, menü ve alt menü olusturmak, müzik ve animasyonlar eklemek...

Uzun lafin kisasi; 1998 den bu yana cektigimiz filmler bir düzene sokuldu, konulu, atraksiyonlu belgesel:) olarak kaydedildi.

Dokuz yil....
Unuttugum bir cok ani gözümün önünde...
Bir daha görmemin mümkün olmayacagi sevdiklerim... cok sevdigim kayinpederim müzigi kalbinde hissederek semah dönüyor... anneannem tülbentinden ayakkabisina uyum icinde oturuyor koltukta.
Tatiller, dügünler, nisanlar, dogumlar...

Dokuz yil...
Esimle, kizlarimla, dostlarla, arkadaslarla gülmüsüz, gezmisiz, yemisiz, icmisiz...
Dogum günleri kutlanmis iyi ki dogdun, happy birthday, joyeux anniversaire, feliz cumpleanios, buon compleanno, hyvää syntymäpäivää sesleri birbirine karismis..
Evler degismis, esyalar degismis...

Itiraf etmeliyim ki seyrederken kendimi de cok inceledim yaslandim mi diyerek. Yüzümdeki cizgiler artmis, bir zayiflamisim, bir sismanlamis, sacim kisalmis, uzamis. Sac rengim hic degismemis gecen aya kadar, demek ki beyazlar saklamaya degecek kadar cok degillermis. Son ayda birden beyazlamadi tabii ki saclarim ama canim mor sacli olmak istemisti sadece. Gri havalarda turuncu semsiyemin altinda mor saclarim güzel bir kontrast yaratiyor da:).

Sac, bas onemli degil, dokuz yilda ruhumu yansitan gözlerimdeki isilti hic eksilmemis ya, gerisi bos...

No comments:

Orada bir blog var uzakta, o blog benim blogumdur....