Jan 18, 2007

Perdeler ve Degerler


Bu sabah uyandigimda alelacele hazirlanmak yerine pencereye yaslanip disariyi seyrettim, koyu gri gökyüzü, acik gri sokaklar, gri kiyafetlere bürünmüs insanlar. Olsun dedim, gri de olsa tonlari var, ya her sey ayni tonda olsaydi...
Cenevre her zamanki gibi sessiz, sakin.
Evlerin pencerelerinden isiklar süzülüyor, ise ya da okula gitmek icin hazirlanan insanlarin silüetleri belli belirsiz hareket ediyor. Kimi perdeyi iyice kapatmis, kimi perde bile takmamis. Kimi perde, pencere yetmiyormus gibi panjuru da kapatmis.
Kalin perdeleri sevmem ben, sanki disariyla bir duvar örülmüs gibi hissederim, ama perdesiz de olmaz. Sanki benim iznim olmadan ruhumu soyacaklarmis gibi gelir. Tül perde arada bir yerlerde. Belki de disariyi olabildigince gercekligiyle görmeden ama yine de bir basima olmadigimi hissetmeye ihtiyacimin oldugu anlarda iyi bir cözüm gibi görüyorum da ondan böyle düsünüyorum.
Her pencerede olmasi gerektigi gibi insanlarin da yüzlerinde perde olmali. Belki de kat kat tüllerden olmali bu perde, istendigi anda istendigi kadar kat acilmali, ya da kapatilmali. Ama en azindan bir tanesi hep kapali olmali. Insanlar yüzlerinin son perdesini acmamali, o perde acildi mi, yirtildi mi bir daha eski seklini almiyor. Ya kirisiklik, ya da dikis izi kaliyor bir yerlerde.
Bu perde bir seyleri gizlemek ya da olunmadigi gibi görünmek icin kullanilmamali. Saygi perdesi olmali bu. Sevgiye, aska bir sey demiyorum, o kullaniciya kalmis.
Iliskilerde, dostluk, arkadaslik, flört, evlilik.... hangi iliski olursa olsun, saygi perdesi kalkti mi bir daha geri dönülmüyor, eski samimiyet bir daha yakalanmiyor. Bir kere yüz-göz olundu mu artik olmuyor.
Kirici, düzeysiz kelimeler kullanilmis, laubali olunmus, hatta kelime sarf etmeden, bir bakisla bile yerle bir edilmis iliskiden artik hayir gelmiyor. Iste böyle bir hale düsmüs iliskilerde o iliskiyi paylasan insanlara bir deger ayari yapmak gerekiyor.
Deger ayari ne ola ki demeyin simdi. Hani ulusal paranin yabanci paralar karsisinda degerinin azalmasi ya da artmasi vardir ya, ne deniyordu onlara? Devaluasyon, revaluasyon iste. Degerini düsüren insanlarla yasanan iliskiler de devaluasyona ugruyor, deger ayari ihtiyaci ortaya cikiyor.
Perdeyi kaldirip da degerlerini düsürenleri "0" bilinmeyenli bir denklemle basbasa birakiyorum;
"Senin degerin 1,000di, ama artik 1.
Benim ki hala 1,000.
Eskiden degeri 1,000,000 (1000x1000) olan dostlugumuzun simdi ki degeri nedir?"

3 comments:

thelunatic said...

gri olunca hava renkler daha belirgin olur. contrast artar. çok güzel bişidir bu durumuna göre.
ve denklem çok zor ama çok mantıklı olmuş.
cevap var mı peki?

Ben said...

Grilere burunmus bir kadinin kirmizi ruju cok hos durabilir, denemek lazim.

Denklem iki cevapli bence;
Degeri hala 1000 olan icin cevap 0.
Degeri 1 e dusen icin ise herhangi bir deger cunku o iliski herhangi iki insanin iliskisine donmustur ve degerinin ne oldugu cok da onemli degildir artik.

Saba Gamze said...

Bugün bir işimle ilgili okumam gereken bir şeyin içersinde sorunun cevabını geç de olsa buldum sanırım. Şöyle yazıyordu: "Çok kişi, tanıştığı insana sıfır verir. Sonra, onu yakından tanıdıkça notunu yükseltir. Oysa ben, biriyle tanıştığımda ona on puan veririm. Gerekirse, zamanla notumu düşürürüm."

Her ne kadar her iki durum da değer ayarı yapılabiliniyor olsa da, asıl sorulması gereken soru şu: "Ben ilişkimde karşı tarafa verdiğim değeri baştan mı yoksa ilişki ilerledikçe mi ayarlamalıyım?"

İşte bu soruya da, ilişkinin en başında tarafsız bir cevap vermek bence çok zor. Burada bizi yönlendiren ilk gözlemlerimiz ve 6.hissimiz. Bu detaylara takılınca ne devalüasyon ne de regülasyon ya da degresyon galiba sadece resesyon oluyor.

Orada bir blog var uzakta, o blog benim blogumdur....