Ev onlarsiz sessiz, bombos. Bir de koca yok. O da Istanbulda. Ben niye buradayim peki. Devlet dairesi mantiginda olan bankada calisinca iki haftadan fazla izin kullanilamiyor da ondan, yoksa kisisel tercihim degil.
Calismaya baslayinca tatilin butun yan etkileri kayboldu. Pazartesi gunu isil isil gozlerle uyanmistim ondan onceki iki gece ikiser saat uyumus olsam da. Kendimi gayet genc, guzel, super, canli, dinamik hissediyordum. Ama ikinci gunun aksaminda ne tenimde, ne gozlerimde canlilik kaldi. Bir kac gune kalmaz toparlarim sanirim. Tatilin baska bir yan etkisi de bilumum ev islerini unutmus olmak. 15 gun yemek pisirmemek ve simdi de yalniz olmak mutfagin yolunu unutmama neden oldu.
Aslinda ben biten tatilin son gunlerini yazacaktim, konu dagildi.
Antalya'da bir kisim lise arkadaslarimla bulustum. 88'den beri gormedigim arkadaslar. Cok keyifli gecen bir geceyi sabaha karsi dort civari yat limaninda kapattik.
Bir sonraki geceyi ise Beyoglunda.
Pazar sabahi Cenevre'deydim. Yanlis gun. Evde makarna harici yiyecek hicbirsey yokken marketlerin kapali oldugu gun gelinmemeli.
kerbelada yasiyorum sanki. Is cok, oglenleri alisveris yapamiyorum, isten gec cikinca marketler kapali, yarin 1 agustos, milli bayram, yine kapali.
Mecburen rejim yapiyorum.
ben hic ac gozlu degilimdir ama tatilin yetmemis oldugunu farkettim. Akdenizin mavisini visne likorunun ferahligiyla seyretmek istiyorum. Cok sey mi istiyorum....
No comments:
Post a Comment